ANNE, KIZIN AŞIK OLDU!
Nasıl olduğunu anlamadan oldu her şey. Onu gördüm ve neredeyse hiç konuşmadık. Ama nedensiz bir kıpırtı oluşmaya başladı içimde. Arkadaşım ondan hoşlandığını söylediği vakit benim kalbim acıdı. Onunla konuşmaya başladığım zaman ise her şeyin en güzelini yaşamaya başladığımı hissettim. Her şey çok hızlı gelişmeye başladı. Ve ben yine daha önce yaşadıklarımı yaşayacağım diye çok korktum. Temkinli yaklaşmaya çalıştım. Ama daha önce hiç böyle bir şey hissetmediğimin de farkındaydım.
Koca bir karmaşanın içindeyiz onunla. Çok garibiz. Her gün istisnasız konuşuyoruz ve konuştuğumuz dakikalar benim için çok değerli. Ama aramızda bazı engeller var. Bunun farkındayım. O da biliyor bunları. Aynı ortamda olsak bile konuşamıyoruz. Yanlış anlaşılmak ve arkadaşımın üzülmesini istemiyorum ben. Dışarıda vakit geçirmek istiyor ama bu da pek mümkün olmuyor tabi. Bu da moral bozukluğuna sebep oluyor ikimiz için de.
O hiçbir şeyi önemsemek istemiyor. Arkadaşımı aramızdaki engel olarak görüyor. Bana "Onun yüzünden ben seninle rahat konuşamıyorum. Ben seninle rahatça vakit geçirmek, yüzünü görmek, sesini duymak istiyorum." dedi. Ama ben onun gibi umursamaz olamıyorum bu konuda. "İlk defa birisi benden hoşlanıyor diye mutsuzum." dediğinde mutlu mu olmalıyım yoksa arkadaşım üzülecek diye üzülmeli miyim bilemedim.
O ne hissediyor, işte orasını bilmiyorum. Bir insan boşu boşuna beni görmek için kapımda o soğukta beklemez değil mi? Ya da ben panik atak geçirdiğimde benim için o kadar endişelenmez, benim gülüşümü görmek, sesimi duymak istemez.
O böyle yaptıkça içimdeki kelebekler özgürleşiyor ve kıpır kıpır oluyor, kalbim bir anda düzensiz atmaya başlıyor. Bunun anlamı çok açık. Bunu idrak ettiğimde çok tuhaf oldum. Çok değişik, birinin davranışları ile böyle hissetmek.
Ben de yavaş yavaş umursamamaya başladım. Belki böyle yapmamı sağlayan arkadaşlarımdır. Çünkü yakın arkadaşlarımdan duyduğum cümle "Çocuk onu sevmiyorsa yapabilecek bir şey yok ve bu noktada senin de kendini üzmemen gerek." Bunu iyice netleştiriyorum sanırsam kafamda. Arkadaşım bazı şeyleri öğrenirse bana cephe alacak, bunun da farkındayım. Ama artık ne olursa olsun modundayım.
Koca bir karmaşanın içindeyiz onunla. Çok garibiz. Her gün istisnasız konuşuyoruz ve konuştuğumuz dakikalar benim için çok değerli. Ama aramızda bazı engeller var. Bunun farkındayım. O da biliyor bunları. Aynı ortamda olsak bile konuşamıyoruz. Yanlış anlaşılmak ve arkadaşımın üzülmesini istemiyorum ben. Dışarıda vakit geçirmek istiyor ama bu da pek mümkün olmuyor tabi. Bu da moral bozukluğuna sebep oluyor ikimiz için de.
O hiçbir şeyi önemsemek istemiyor. Arkadaşımı aramızdaki engel olarak görüyor. Bana "Onun yüzünden ben seninle rahat konuşamıyorum. Ben seninle rahatça vakit geçirmek, yüzünü görmek, sesini duymak istiyorum." dedi. Ama ben onun gibi umursamaz olamıyorum bu konuda. "İlk defa birisi benden hoşlanıyor diye mutsuzum." dediğinde mutlu mu olmalıyım yoksa arkadaşım üzülecek diye üzülmeli miyim bilemedim.
O ne hissediyor, işte orasını bilmiyorum. Bir insan boşu boşuna beni görmek için kapımda o soğukta beklemez değil mi? Ya da ben panik atak geçirdiğimde benim için o kadar endişelenmez, benim gülüşümü görmek, sesimi duymak istemez.
O böyle yaptıkça içimdeki kelebekler özgürleşiyor ve kıpır kıpır oluyor, kalbim bir anda düzensiz atmaya başlıyor. Bunun anlamı çok açık. Bunu idrak ettiğimde çok tuhaf oldum. Çok değişik, birinin davranışları ile böyle hissetmek.
Ben de yavaş yavaş umursamamaya başladım. Belki böyle yapmamı sağlayan arkadaşlarımdır. Çünkü yakın arkadaşlarımdan duyduğum cümle "Çocuk onu sevmiyorsa yapabilecek bir şey yok ve bu noktada senin de kendini üzmemen gerek." Bunu iyice netleştiriyorum sanırsam kafamda. Arkadaşım bazı şeyleri öğrenirse bana cephe alacak, bunun da farkındayım. Ama artık ne olursa olsun modundayım.
Yorumlar
Yorum Gönder